25 Mart 2009 Çarşamba

PAZAR AİLESİ

























Gezelim,görelim, hem yürüyüş olur projesi kapsamında sevgili uyumlu insan murat bey ile projenin ilk ayağı olan İzmir Doğal Yaşam Parkın'a gittik.Güneşli güzel bir pazar günü Büyük Fedakarlıklar (park sorunu,murat beyin 5010.geleneksel gidilcek yerin kapısına kadar gelip 'ya öf çok kalabalıktır boşver ya'sızlanmaları )sonucunda gişeden içeri adım atabildik.



bu cennet mekanın bi kaç haber linki;








Hava nispeten sıcakdı diyelim ..Pazar günü olduğu için aile baskını ve inanılmaz bi çocuk kalabalığı vardı.


Tabi buna bağlı olarak hareket, ses, koşturmaca boldu ve bazı yerlerde uzun kuyruklar şeklinde sadece adım adım ilerleyebildik..ama problem değil gezicez..

olumsuz tarafından başlamış gbyim ama öyle bile olsa sadece bu kadar olumsuzluk vardı..


Girişte küçük hediyelik eşya dükkanı var karşıda kafeteryalar ..tabelaları takip ede ede aslan,kaplan,maymuncuklar,zebra,fil,ayı(ayı uykudaydı ben göremedim o inat ben inat ama pes ettim uyuyo yani ne zaman kalkar bilinmez )gdio da gdio..

Biz 4 saat gezdik buna rağmen daha gtmediğimiz yerler vardı ..yani zamanın nası geçtiğini küçük molalarda bel ağrısıyla yada ayakkabı sıkarsa anlayabilirsin..

ister istemez bi kafile oluşturuyosun güzergahına bağlı olarak , başta olumsuz olarak bahsettiğim çocuk saldırısı burda olumlu hale dönüşüyor...Bulunduğun kafilenin içinde ne kadar çocuk o kadar eğlence..herşeye okadar fazla şaşırıyorlar ki kendini sıkıp bi kaçına duyarsız kalabiliyosun ama sonra yavaş yavaş' haha çocuk ne dedi duydun muuu ?' kıkır kıkır gülmeye başlıyosun ..benim gb görenden g. isen de sadece uyum sağlamakla kalmayıp onlardan biri oluosun .. 'aaa hortumuyla yerden bişi alıoooo '..die car car bağırmaya başlıyosun ..ki eğlence gerçekten o zaman başlıyo..yani benim için ..bolca gürültü ..

Sevgili uyumlu dost Murat sabırsızlıkla beklediği fillerden pek hoşlanmadı küçük buldu ikisini de..hatta okadar küçük buldu ki ' Ne len bu! ben bunun üstüne biner gezerim şimdi puuu böyle fil mi olur ' şeklinde açıklamalar yaptı..ki hayvancıklar bence de pek küçüktü yavruydu onlar evet.biri 10 dieri 5 yaşında.10 yaşındaki filin adı da Begümcan:)

stres at bol bol tam çocuk oluncak yer gerçekten..
bayıldım..

tropikal bölge bizi biraz sinirlendirdi içerisinin atmosferi yüzünden bide sevgili murat'a çocukların sesleri adım adım yürüyüşleri fena halde bastı ama buna rağmen yılanları es geçmedik çok ----hayvanlar ..Ne desem bilemiyorum ..


özellikle büyükleri ..'ya şimdi cam kırılsa'tedirginliği yaşatıcak' hadi hadi' die sadece göz ucuyla bakılıcak kadar soğuk hayvanlar..ıyyy..

ilk gördüğüm yılanın derisi okadar tanıdıktı ki çanta ayakkabı takım olarak gözümün önüne geldi..şık takım olur gerçekten..haha..

Murat dostla bursada hayvanat bahçesine de gtmiştik ama orası ne burası ne ..hani hayvanat bahçesine gtttm ben deyip sıyrılmayın die dedim ..

Sonra kartallar çok güzeldi baykuş falan..baykuşa genelde insanlar 'uğursuzluktur'die bakmak istemediler ..sanki ..öyle kafesin yanından geçerken rastgele baksalarda göremezlerdi çünkü hayvanın rengiyle dağın rengi aynı nası bi kamufle durumları varsa. kartalda öyle hepsi ..durup didik didik arayıp bulmak lazım yoksa iş zor..kartalı hep pek sevmişimdir murat dostta pek sever orda isteğe bağlı uzun kaldık..
develer ,atlar..
ördekler kuğular...,

ama benim en çok beğendiğim beyaz tavuskuşu oldu ..
hayvan inanılmaz şekilde kanatlarını açtı herkes foto çekmeye başladı göğsünü şişirdi , poz veren tanrıça..öyle bi edası vardı ki büyülendim ..kopamıyorum kafesin önünden o ihtişam vay vay vay.. inanılmaz güzel bi hayvandı ..kibar kibar poz verdi hem kibar hem fazla asil..fazla dediysem öyle kibirli gb fazla değil elini öper hayır duasını da alırsın öle 'fazla asil tanrıça duruşu'.

fotoğraf makinasını almadan çıktığımız için ilk defa o zaman gerçekten pişman oldum okadar isterdim onu çekmek ..neyse bi dahakine..

Murat'da en çok Mirketi sevdi..
evde alıp besleyebilir miyiz die düşündük..
her allahın günü sürüngen nerden bulupta getiricez ona
kurtçuklar evi sarar üstelik sadece küçükken kurt yerler ..
Bu adam büyümez mi?
Tosun yaparız biz onu yedire yedire nuradım dedim evet dedi ...
Vazgeçtik mirketten..
Olmaz ..

Neyse sonuç olarak;


Hem yürüyüş yapıp oranın tertemiz havasını soluyorsunuz hem hayvanları izliyosunuz .üstelik etrafta birsürü neşeli çocuk..


kaliteli zaman geçirmek bu olsa gerek uzun uzun yürüyüş yapabiliyorsunuz,yürürken bol bol sohbet edebiliyorsunuz ,çocukların kahkahaları ..sims oyunundaki gb kafanın üstündeki mutluluk göstergesi patlıycak kadar yanıp sönüyo yani..oksijenden heralde :)bol bol kahkaha atabiliyorsunuz ..tam anlamıyla mükemmel bi yer ..

gezin görün derim illaki..

ama bence fotoğraf makinalarını almayın ki bi kez daha gtmek için bahaneniz olsun ..yol uzak lakin üşenme ihtimalini düşünürsek geçerli bi bahane olabilir ..

bana oldu örnekse..:)









CD diil ya CV CV..

'Sadece yabancı dil bilmen yeterli başka bişi aramıyolar gerçekten bi gt cvni bırak olursa olur olmazsa olmaz '

cümlesinin şirinliğine bak..

'Yav ne kadar iyi o zaman tamam hemen bi koşu cv bırakıp geliyim ben' gb bi tepki versen aman ne rahat adamsın sen diyen olmaz ..

bende işte tam bununla aynı olmasa da 'ee tamam'şeklinde biraz gergin -ilk başvurum olacağındandır-sabahın köründe gittim zira pazartesi son başvuruymuş sabahın körü dediğimde pazartesi günü oluyor..

Sadece cv verip çıkıcam ve ben yabancı dilden kasıt Alamanca sanıyorum..

neyse grdim binaya önde de 3 kişi şakır şakır ingilizce konuşuyorlar..tamam dedim sevdim ortamı güzel ..

Sona yukarı çıktım benim yanımda bi genç insan daha 30larında falan..

sona'Arkadaşlar cvler ingilizce de mi ?Çünkü sizinle görüşecek insanlar ispanyol türkçe bilmiolar ingilizce işi anlatıcaklar mülakatta ingilizce, cv türkçeyse hiç bişi anlamazlar'

ben ama nasılım ses gitgide boğuklaşıyo kulaklarım uğulduyo nası bi heyecan yani abartmıyorum kalbım adama verdiğim cvnın ustunde kan içinde güm güm görüyorum yani..

aşada da babam beklio ..

Kafamda bin tane çıkış

-Kaç in aşaada baban var gt yok ben vazgeçtim de sakın içeri grme !!!!

ama delircem nası panik sanki hayatım boyunca mağarada yaşamışım o kadar yerlerdeyim bilmiorum yani karşılaştığım şeyi ne bu ..insan ,hayvan,bitki..yok tanımsız..

Kaygıdan elimdeki bombanın pimini çekip kendimi öldürmek üzereyken boğuk ses yanıma yaklaştı eliyle sırtıma buyrun burdan die beni bi odaya attı ..

içerde 50 kişi koca masa ..

Binaya grerken karşılaştığım ingilizce konuşan adamları dinliolar..

bi tane sandalye kalmamış biz iki kişiyiz neyse ben hem kör hem sağırmışım meğer o zaman..biri yer verdi oturdum ..

Dinliyorum yavaş yavaş alışıyorum konuşmalar netleşiyo anlamaya başlıyorum ..

abi-any kueşçin ? dedi..

gözgöze gelme gözgöze gelme ..başladı yine kulaklarımda uğultular..

sona sınav olduk ama o sevimli sadece yabancı dil arıyolar cümlesi sınav kağıdını görünce kocaman bi dağ oldu harf harf bölünüp kafama inmeye başladı ..

nası teknik terimler dış tıcaret olsun..

iktisat olsun ..

kriz sizin ülkenizde ne kadar hissedildi gb genel sorular olsun..

Öff Öffff..

DEğil ingilizce adımı söyleyebilicek halim yok konuşmayı bile unutmuş olabilirim..

Sınavı ap,kağıdını ver,mulakat sıranı bekle,bekleyen insanlarla sohbet et derken konuşmayı unutmamış olduğumu yine fazla abarttığımı farkedip sakinleşmeye başladım..


Zaten böyle bi işe seni almazlar bebişim üzme kendini sakin ol aşaada baban hala beklio adam yoruldu beklemekten annen evde yasin okumaktan helak oldu gir kurtul ya ölmezsin öff dedim sıramı beklemeden 'ben grebilirim aslında 'çıkışı yaparak grdim mulakata..

İngilizce mulakata da grmedim demem artık ..

valla bu heyecan işini atınca oluo dieceğim o ve bu ispanyol memleketinin insanları çok kibarlar ..

inanılmaz tatlı insanlar gerçek ben sevdim ..

tenk yu yerine sürekli dankeşön dememe aldırmadılar almanya doğumlu olduğumu sandılar:)

sona bölümümü söledim anca heeee ddediler ..

Sadece yabancı dil bilsen yeter denilen iş Avrupa Birliği kapsamında kobileri büyütüp adam etmekmiş 200 küsür kobi başvurmuş onları ele ele ele 10 a düşür sona da adam et ..

Başvuruya gelen arkadaşlar genelde işletme iktisat uluslar arası ilişkiler bölümü mezunu yüksek yapıolar işletme falan bi tane amerikanya da okumuş insancık vardı ..masraf yapmış oralara gtmiş ..:)

hadiimi bildim eyi eyi sen geç hadi dedim işi kendisine verdim:)

Yerini bilceksin arkadaşım..:))

her duyduğuna da atlamıcaksın:))

güzel oldu ama neşeli anı:)

'İspanyol' yapımı gerilim filmi gb başlayıp sitkom oldu çıktı..

dankeşön..

14 Mart 2009 Cumartesi

Warten auf

beklemek beklemek..
otobüs bekle ,ders saatini bekle bitşini bekle, kayıt dönemini bekle ,okulun bitmesini bekle, yazın gelmesini bekle,kar yağmasını bekle,haftalığının yatmasını bekle,yemeğin pişmesini bekle ,çayın içilicek hale gelebilmesini bekle,sevdiğini söylemesini bekle,kombili evin isınmasını bekle ,çöpün çıkma saatini bekle,kasada para ödemeyi bekle,hastahanede sıra bekle,konuşsun die bekle,fotoğrafların basılmasını bekle,karpuz kabuğunun denize düşmesini bekle,..
bekle işte..
krizin geçmesini bekle ..
şirketlerin havalı havalı eleman ilanlarını bekle..
beni bekle seni bekle onu bekle ..
doldur yükünü bekleyerek sona da iştê şişip ölümü bekle ..
Powered By Blogger